Rokoko 18. Yüzyılda Fransa’da ortaya çıkan bir sanat akımıdır. Kral XIV. Louis’nin ölümünden sonra ortaya çıkmıştır. Ayrıntılı dekorasyonlar, kıvrımlar, deniz kabukları, yapraklar, çiçekler gibi doğal motifler içeren süslü tasarımlardan oluşur. Kral XIV. Louis, Barok’un dramasını tercih ediyordu. Rokoko akımı bir önceki Barok tarzına karşı olarak doğmuştur. Rokoko yaldızlar, ayrıntılı alçı işleri ve karmaşık mobilyalar gibi detaylarla bilinir. Rokoko sanatı ve Rokoko mimarisi Fransız sanatının manzarasını sonsuza dek değiştirmiştir. Rokoko sanat eserleri ve tasarımındaki renk paleti, açık pembeler, maviler ve yeşiller gibi yumuşak pastelleri tercih etmektedir. Rokoko tarzı tipik olarak gençlik, aşk ve doğa sahnelerini tasvir eder. Bu dönem 1730’lardan 1780’lerin ortalarına kadar sürmüştür. Rokoko resimde ve mimaride ve daha pek çok alanda görülebilir. Rokoko Fransızcada moloz veya kaya anlamına gelen “rocaille” kelimesinden gelmektedir. Rokoko mimari bir tarz olarak başlasa da sonradan eğlenceli ve zarif detaylara sahip bir resim biçimine dönüştü. İzlenimciliğin yanı sıra Rokoko, en etkili Fransız sanat hareketi olarak kabul edilmektedir.
Jean Antoine Watteau Rokoko stilinin doğuşuyla tanınır. O en bilinen Rokoko resimlerinden bazılarını üretmiştir. Buna örnek olarak “Cythera’ya Biniş” adlı eseri verilebilir. Rokoko sadece tuval ile sınırlı kalmadı, mimari ve mobilya gibi diğer ortamlarda da bulundu. Rokoko tarzına sahip bir örnek Almanya’nın Münih şehrindeki Amalienburg Sarayı’dır. Sarayın dış kısmı açık pastel pembe bir kaplamaya sahipken içi ise daha gösterişlidir. Süslü dekorasyon Rokoko mimarisinin çok tipik bir örneğidir. Mobilyalar detaylıdır. Rokoko Stili, 1720’li ve 1730’lu yıllarda Fransa’da mimarlardan daha çok zanaatkarlar ve tasarımcılar tarafından geliştirilmiştir. Öncelikli olarak mobilya, gümüş ve seramikte kullanılmıştır. Bu stilde asimetrik bir yapı olmasıyla birlikte yoğun olarak S ve C harflerine benzer şekiller kullanılır. Rokoko 1740 ile 1770 yılları arasında İngiltere’de de gümüş süslemelerde görüldü. İngiltere’de St Martin’s Lane akademisinde verilen çizim dersleri ile Rokoko stili desteklenmiştir. Rokoko stili ile tasarlanan mobilyalar zarifti ve son derece kaliteli şekilde hazırlanmıştı. Bu mobilyalar hazırlanırken birden fazla zanaatkar beraber çalışıyorlardı. Süslemeler deniz kabukları, çiçekler ve fantezi içeriyordu. Porselen Rokoko heykelleri eğlenceli konular tasvir etmiştir. Jean Honore Fragonard Rokoko stilinin sanatçılarından biriydi. Watteau’nun aksine yeteneği ölümünden sonra keşfedilmiştir. Rokoko tarzı bilinen resimleri arasında bir kadın ve erkek arasındaki ilişkiyi tasvir eden La Coquette Fixee gelir.
Rokoko sanatı ile insanlar Louis XIV’ün katı kurallarından kurtulmuş daha rahat yaşamaya başlamışlardır. Bu stil sevinçle dolu bir dünyayı anlatır. Neşe ve parlaklığı öne çıkarmak için açık tonlar ve ayna kullanılır. 18. Yüzyılın sonlarında daha katı bir sanata dönüş yolu arandı. Voltaire, Jean François Blondel gibi sanatçılar Rokoko stilini eleştirdiler. Ancak sanat ölmedi ve ilgi yeniden canlanmaya başladı. Fransız aristokrasisi ise Rokoko stil döneminde misafirleri etkilemek için ihtişamlı iç mekanlarda yaşadı. Yumuşak pastel renkler, çiçek motifleri, zarif kıvrımlar bu mekanları süsledi. Rokoko stil dönemi önceden Barok döneminde popüler olan dini konulardan uzaklaşmıştır. Rokoko sanatçıları resimlerine romantik bir his vermek istemişlerdir. Rokoko hareketi sanat tarihinde önemli bir yere sahiptir. Bu dönemde Fransız sarayında yaşayanlar Versay Sarayı’ndan Paris’teki malikanelerine taşındı. Kiliseden olan ayrılık sanatçıları daha rahatlatmış ve özgürleştirmiştir. Barok sanatı Rokoko stili üzerinde büyük bir etkiye sahipti. Fransa’nın aristokrasi topraklarında doğan Rokoko Sanatı Avrupa’nın her yerine yayılmıştır. Gösteriş, eğlence ve zenginlik temaları ön plandadır. Bazı önemli eserler arasında; Thomas Gainsborough’un Mavi Çocuk, Giovanni Battista Tiepolo’nun İmparator Frederick ve Burgonya’lı Beatrice’in Düğünü, Jean Honore Fragonard’ın Salıncak ve Buluşma, François Boucher’in Venüs’ün Zaferi, Elisabeth Louise Vigee-Le Brun’ın Saray Elbiseli Marie Antoinette, William Hogarth’ın Yerleşim adlı eserleri örnek olarak verilebilir. Rokoko Stili Neoklasik dönemin başlangıcına kadar sürdü. Bu dönemde Rokoko’nun tam tersi olan düzen,simetri ve sadelik hakimdi. Bu şekilde bu dönem Rokoko stiline bir tepki olarak doğmuştur diyebiliriz.