Tuvalin üzerine küçük noktalarla yapılan resim türüne noktacılık denir. Noktacılık ilk kez 1800’lü yıllarda Fransız sanatçı Georges Seurat’ın çalışmalarında görüldü. Seurat aynı zamanda Paul Signac ile beraber çalışmıştır. İki sanatçı da dönemin empresyonist resimlerinden ilham almışlardır. Noktacılık akımında palet üzerinde renkler karıştırılmaz saf karışmamış renkli noktalar kullanılır. Seurat ve Signac’ göre noktacılık akımında resimdeki noktaların harmanlanmış hali renkleri birbiriyle karıştırmaktan daha etkileyici bir görüntü veriyordu. Hareketin adı Fransız sanat eleştirmeni Felix Feneon’un Seurat’ın eserleri üzerinde yaptığı incelemelerden gelmektedir ve noktalarla boyama ifadesini kullanmıştır. Noktacılık, canlı renkleri ve dokusuyla ünlüdür, fırça darbeleri yerini noktalara bırakır. Resme uzaktan bakan izleyici bunları optik olarak karıştırır. Neo-empresyonizmin öncülerinden ve noktacılık akımının babası olan George-Pierre Seurat Fransız bir ressamdır ve varlıklı bir ailede doğmuştur. Çeşitli geleneksel sanat okullarında eğitim görmüştür. Kullandığı temalara gelince bunlar arasında 19. Yüzyıl Fransa şehir yaşamı ve manzaralar yer almaktadır. Seurat’ın önemli eserleri arasında Asnieres’te Yıkananlar ve La Grande Jatte’de Bir Pazar gibi 19. Yüzyılda ikonik hale gelen eserleri yer almaktadır. Paris’te yaşayan Paul Signac, George Seurat ile birlikte Neo-empresyonizmin en önemli sanatçılarından biridir. Signac, sanat dünyasına avangart edebiyat çevrelerinin uğrak yeri olan Montmartre’deki Le Chat Noir kabaresinde toplanarak girdi. Signac empresyonist olarak işe başlamıştı ancak Seurat ile birlikte noktacılık stiline geçiş yaptı. Noktacılık ustalaşması kolay bir teknik değildir.Günümüzde bu şekilde resim yapan çok az sanatçı vardır. Bunun yerine sanatçılar istedikleri renk aralıklarını oluşturmak için renkleri palet üzerinde karıştırmaktadır. Kısa süreliğine Noktacılık tarzında eserler veren diğer tanınmış sanatçılar, Van Gogh, Picasso, Mondrian ve Kandinsky’dir.
Fransız kimyager Michel Eugene Chevreul, Principles of Harmony and Contrast of Colours adlı kitabında Noktacılık akımını ele alır. Noktacılık akımını izleyen sanatçılar Chevreul’un keşiflerinden büyük ölçüde yararlandılar. Bölünmecilik olarak da bilinen Noktacılık oldukça başarılı bir resimsel tekniktir. Renk parçalarını bir araya getirerek gözü ve zihni eğitir. Tuvale uygulanan renk tonları sanat eserini uzaktan görmemizi sağlar. Noktacılık ressamları manzaralar, portreler ve deniz manzaraları tasvir etmişlerdir. Noktacılık teorisinde noktalar belli bir mesafeden ayırt edilebilir. Resimden ne kadar uzaklaşılırsa onu bir bütün olarak ele almak o kadar iyi olur. Elde edilen görsel sonuç, renklerin bir palette önceden karıştırılmasıyla ortaya çıkan sonuçtan oldukça farklıdır. Bu renk kullanımı sayesinde bazen tuvalin dokunulmamış bazı bölgeleri görünür hale gelir ve bu da esere daha da parlak bir etki verir. Noktacılıkta çarpıcı ışık,gölge ve bizi şaşırtmaya devam eden renkli kontrastlar vardır. Noktacılık sabır işidir. Yan yana yerleştirilen küçük saf renk noktalarının göz tarafından yeni bir renk veya tona karışıyor olarak algılandığı optik karıştırma kavramına dayanır. Örneğin tuval üzerinde boyaları karıştırmadan kırmızı ve sarı noktaların yan yana yerleştirilmesi uzaktan bakıldığında turuncu efekti verebilir. Noktacılık tarzında oluşturulan resimlere empresyonist, neo-empresyonist, post-empresyonist ve fovist eserlerde rastlamak mümkündür. Noktacılık terimi icat edilmeden önce Seurat ve Signac yeni buldukları teknikten bölünmecilik olarak söz ediyorlardı. Noktacılık popülerleştikçe resmi terim olarak benimsendi.
Camille Pissarro da önemli noktacı sanatçılardan biriydi. Pissarro post-empresyonizm ve neo-empresyonizm de dahil olmak üzere pek çok akımla denemeler yapmıştır. Seurat ve Signac’ı tanıyordu ve onların renk ve ışığa bilimsel yaklaşımlarını büyüleyici buluyordu. Bezelye Toplama Pissarro’nun bu dönemdeki sanat eserlerinin bir örneğidir.Burada bir dizi küçük nokta kullanarak ışığı ve gölgeyi yakalamıştır. Seurat 31 yaşındayken genç yaşta hayatını kaybetti. Ancak o ve Signac, önemli bir miras bıraktılar. Bölünmeci teoriler Avrupa’ya yayıldı. Maximilien Luce, kariyerinin büyük bir dönemini noktacılığa adamadan önce empresyonist olarak başlayan başka bir sanatçıydı. Morning Interior adlı tablosu erken dönem noktacılığın ve bölücülüğün çarpıcı bir örneğidir. Bu eserde sanatçı arkadaşı Gustave Perrot sabah hazırlanırken tasvir edilmiştir. Bu tablo çoğunlukla turuncu, kırmızı, sarı ve mavi olmak üzere ayrı ayrı renklendirilmiş birçok noktadan oluşuyor. Fransız ressam Henri-Edmond Cross neo-empresyonist hareketin temel taşıydı. Seurat ile tanıştıktan sonra noktalama tekniğiyle resim yapmayı denedi ve büyük başarı elde etti. Sanatçının La Fuite des nymphes adlı tablosu tekniğin dikkat çekici bir şekilde kavrandığını gösteriyor ve Signac’ın çalışmalarına benzeyen bir şekilde noktacılık ile neo-empresyonizm bir arada görünüyor. Cross’un noktacılık kullanım tekniği tarihte önemli bir dönüm noktasıydı ve kendisi sanat dünyasında çok etkin bir figürdü. Henri Matisse fovist resimleri ve çalışmalarındaki ışık ve rengi akıcı bir şekilde ele almasıyla tanınan bir sanatçıydı. Fovizm birçok açıdan hem neo-empresyonizmin hem de noktacılığın uzantısıdır. Henri Edmond Cross’tan ilham alan Matisse, noktacı sayılabilecek birçok eser yaratmıştır. Van Gogh da noktacılık akımından etkilenen sanatçılar arasında geliyordu. Seurat ve Signac’ın noktacılığı yaratıp yaygınlaştırmasıyla tanışmıştır. Van Gogh’un noktacılık tekniğini kullandığı eseri Undergrowth adlı tablosudur.
Noktacılık tekniği ile yapılan resimler yapması zor ve izlemesi büyüleyicidir. Noktacılık ile yapılan resimlere uzaktan bakıldığında homojen bir görüntü oluşur. Bu teknik modern sanatın önemli akımlarından biri olarak kabul edilmektedir.